Yönetim danışmanlığı üzerine fikir serüvenine çıktığımız bu yazıda gelinen noktada görüyoruz ki, yönetim danışmanlığı katalizör görevi görmek demek oluyor. Bu ise şu demek: Zaten normal şartlarda bir firma içerisinde olan potansiyeli daha iyi ortaya çıkarmak. Anlaşılacağı üzere, yönetim danışmanlığı, ürünü şöyle daha iyi üretebilirsiniz vesaire diyemez. Çünkü o ürünün nasıl üretileceği konusunda uzman olan firmanın kendisi. Dolayısıyla, onlar zaten işlerini çok çok iyi biliyorlar. Bizler işlerini daha iyi nasıl yapabilecekleri noktasında çeşitli teknikleri onlara gösteriyoruz. Tam bu noktada boksör metaforunu kullanabiliriz, fikrimizi daha da açmak için. Mesela bir boksör düşünelim, mutlaka bir hocası oluyor. Hoca, nasıl daha iyi dövüşebileceği konusundaki eksikleri ve hataları gösteriyor. Ama hoca boksçudan daha iyi dövüşemez. Çünkü o dövüşü gerçekleştirecek olan kişinin kas yapısı, motivasyonu çok daha farklı. Ama hocası dışarıdan bir göz olarak ve eğitimli bir göz olarak kendisine hatalarını gösterebilir ya da daha iyi nasıl dövüşebileceğini anlatabilir. Çok daha iyi bir boksör olmasını sağlayabilir. Hocanın görevi bu ve olması zorunlu. Sözgelimi boksör şöyle diyemez: Madem benim hocamsın, çok iyi dövüşüyorsun, ben bugün çıkmayacağım, sen çık dövüş görelim. Çünkü hocalık farklı bir şey, dövüşmek farklı bir şey. Farklı nitelikler gerekiyor. Yani bazen firmalar, yönetim danışmanlığı benim işimi benden daha mı iyi biliyor diyorlar. Ben zaten yönetebiliyorum, onun benden çok daha iyi yönetebilmesi gerekiyor ki bana bir yol göstersin gibi düşünceler olabiliyor. Düşününce, o işi yapan kişi, işi icra eden kişi farklı, nasıl icra edileceğini söyleyecek kişiler farklı. Sonuçta sadece şirket yapısında değil, aslında politikada da siyasette de danışmanlık önemli ve hayati devlet bazında. Bizim ülkemizde de cumhurbaşkanlığı danışmanları var, bakanların danışmanları oluştu. Gerçekten bunların da dışarıdan göz olarak sürekli yardımcı olma işlevleri var. Zira en tepedeki isimleri beslemeleri gerekiyor fikirleriyle, önerileriyle, projeleriyle. Nihayetinde icracı olmak ayrı, danışmanlık etmek ayrı işler. O zaman diyebiliriz ki, danışmanlık projesinin başarısı için, danışmanlığı alan kişinin buna açık olması lazım. Firmalar, daha iyi olmak için danışmanlık almalılar. Nitekim, bununla ilgili vizyonları varsa, bazı şeylerden memnunuz ama daha iyisini yapabiliriz diyorlarsa ve bir noktada tıkandılarsa, şirketler danışmanlık almalılar. İş hayatındaki başarının en önemli olmazsa olmaz koşullarından birisi bu olsa gerek.