Son yıllarda Dünyanın önde gelen ve büyüyen ekonomileri arasında yerini alan Türkiye’de, Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde, sağlık hizmetlerinin etkili, verimli ve adaletli şekilde organize edilmesi, finansmanın sağlanması ve sunulmasına yönelik gelişmeler ön plana çıkmaktadır. Gerek sağlığın korunması, gerekse de sosyal güvenlik haklarının geliştirilmesi adına kurumlarının tek çatı altında toplanması, yeşil kartlıların Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bünyesine dahil edilmesi, Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamının ve erişiminin güçlendirilmesi ve bu gelişmelerin sonucunda uluslararası sağlık göstergelerinde Türkiye için raporlanan istikrarlı ilerlemeler, sağlık sisteminin gelişimine dair verilebilecek örneklerden sadece bazılarıdır.
Sağlık hizmetleri genel olarak, koruyucu, tedavi edici ve rehabilite edici olarak üçe ayrılmaktadır. Bu kapsamda ele alınan tedavi edici sağlık hizmetleri, hastalıkların teşhis ve yatırılarak tedavisi için verilen hizmetlerdir. Ülkemizdeki Sağlık Bakanlığı’na bağlı tam teşekküllü devlet hastaneleri, Milli Savunma Bakanlığına bağlı hastaneler, özel hastaneler, yataklı sağlık merkezleri ve tıp fakülteleri bu gruba giren kuruluşlardır.Türkiye sağlık sistemi için önemli dönüm noktalarından birisi de şehir hastanelerinin açılmasıyla başlayan dönemdir.Türkiye sağlık sistemi içerisinde en üst düzey sağlık merkezleri olarak planlanmakta olan şehir hastaneleri, sağlık bölgelerinin mükemmeliyet merkezleri olarak, sadece rutin hastalar için değil aynı zamanda uluslararası hastaların tedavi göreceği üst düzey merkezler olarak hizmet vermektedir.
Sağlık bakanlığının 2018 yılındaki faliyet raporun da''1.537 hastane, 84.975’i uzman olmak üzere toplam 153.535 hekim ülkemizin sağlık seviyesinin yükseltilmesi amacıyla görev yapmaktadır. Anne ve bebek sağlığı açısından önemli olan doğum öncesi bakım ve doğumun sağlık kuruluşlarında yapılması konusunda sürdürdüğümüz farkındalık çalışmaları ile anne ve bebek ölüm oranlarında düşüşler sağlanmıştır. Bağışıklık kazandırmaya yönelik yürütülen çeşitli programların da etkisiyle yüksek aşılama oranlarına ulaşılmış ve bu seviyenin sürdürülebilirliği sağlanmıştır. Bulaşıcı hastalıkların kontrolü çalışmalarımız da kararlılık ile sürdürülmüş ve önemli ilerlemeler sağlanmıştır. Vatandaşlarımızın sağlık seviyesinin geliştirmesi ve yükseltmesi için ülkemizin önde gelen yaygın sağlık problemleri olan kalp hastalıkları, kanser, ruh sağlığı, obezite, tütün ve madde bağımlılığı ile mücadelemize koruyucu hekimlik çalışmaları ile devam ediyoruz. Koruyucu sağlık hizmetlerinde sağladığımız önemli başarılarımızı, farkındalık çalışmaları ile sürdürüyoruz. Bulaşıcı olmayan hastalıklarla mücadelemiz ise ulusal programlar üzerinden yürütülmeye devam etmektedir. Bundan sonraki hedeflerimizden biri de vatandaşlarımıza verdiğimiz hizmetlerin sürdürülebilir olması için sağlık hizmetlerinde kullandığımız ilaçların, malzemelerin, cihazların ve cerrahi aletlerin mümkün olduğunca millîleşmesi ve yerlileşmesidir. Bu sayede dış ülkelere bağımlılık seviyemizi azaltmayı hedefliyoruz. Ülke içerisinde katma değeri yüksek üretim kapasitesinin artırılması yeni dönemdeki temel hedeflerden biridir. Sağlık sektöründe Ar-Ge ve yenilikçiliği teşvik edecek destek programlarının geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılacaktır. Ülkemizin bölgemizin sağlık üssü olması inancıyla doğru hamleleri gerçekleştirmektedir. ''şeklinde açıklama yaparak sektörün ulaştığı nokta belirtilmektedir.Yapılan istatistiki öngörülere göre kamu sektörü sağlık harcamalarının 2023 yılında 2002 yılına göre 10 kat artacağı ve 131,7 Milyar TL olacağı; özel sektör sağlık harcamalarının ise yine aynı dönemde yani 2023 yılında 2002 yılına göre 6,5 kat artacağı ve 35,8 Milyar TL olacağı tahmin edilmiştir.
Çalışmada ele alınan verilerden yola çıkarak bakıldığında gördüğümüz fotoğraf; Ülke olarak son 15 yılda kayda değer bir performans gösterdiğimizi ve sağlık göstergelerimizin hızla iyileştiğini göstermektedir.Sağlık sadece bireysel açıdan değil, gelişmiş bir toplum yapısının oluşması bakımından da önem arz etmektedir.