Şirketlerin yönetim danışmanlığı ihtiyacının hangi faktörlere göre geliştiğine dair bazı durumları örnek verdik. Bu durumları daha da genişletirsek mevzu daha anlaşılır olacaktır. Mesela, 1000 çalışanı olan bir şirket olduğunu varsayalım, gayet yetkin müdürleri olduğunu düşünelim. Buna rağmen bazı problemler, bazı zorluklar noktasında gene dışarıdan bir bakış, dışarıdan bir uzmanlık ihtiyacı duyabiliyorlar. Özellikle yönetim danışmanlığı, şirketlere ekstra bir enerji demek oluyor aslında. Firmalar için dışarıdan bakış açısına sahip ve sonuçta işi bu olduğu için enerjik ve dinamik bir hizmet. Şirketler kafalarına göre yeniden yapılandırma projesi yapalım, organizasyon ya da kurumsal performans yönetimi sistemi kuralım veya bireysel performans gibi noktalarda mevcut iş gücüyle, mevcut insan kaynağı ile ilerleyelim diyemezler. Sorunları konuşarak, dışarıdan gerçekten bu işi daha önce yapmış, deneyimlemiş bir ekipten yardım alarak, proje bazlı faydalanınca çok daha profesyonel sonuçlar alırlar. Danışmanlık ve yönetim danışmanlığı işin içine girince, o kadar müdürüm var, niye dışarıya bir de yönetim danışmanlığı için kaynak ayırayım ki diye bir soru akla gelebiliyor mesela. Buradaki fark, tecrübe ve başarı oranı. Sonuçta dışarıdan hizmet alındığında, hesap sorma gibi bir durum daha güçlü şekilde söz konusu oluyor. Şirketler adına yönetim danışmanlığında, projenin başında şunlar şunlar olacak ama günün sonunda öyle olmadı, böyle oldu gibi beklenti değerlendirmesi çok daha bağımsız yapılabiliyor. Ama şirket içindeki hesap sorma, dışarıdan alınan bir hizmete göre daha az oluyor ya da daha farklı konjonktürlere bağlı olabiliyor.