Tarh ve tahsil sırasında haklar
a. Olması gereken vergi miktarından fazlasını ödememe hakkı
b. Vergi tahsilatında süre ve yardım hakkı
Çağdaş vergi sistemlerinde esas olan mükelleflerin beyanına göre vergilerin tarh edilmesidir. Mükelleflerin
kendi beyanları ile çelişkiye düşemeyeceklerinden, beyana dayalı tarhiyata karşı dava açılamayacağı VUK ’un
378/2. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Ancak, İdari Yargılama Usulü Kanununun 27/3. maddesi
“ihtirazi kayıtla” beyanname verilmesi halinde mükelleflerin dava açma hakkını saklı tutmuştur.
Diğer taraftan VUK ’un 371. maddesinde düzenlenen “pişmanlık ve ıslah” müessesesi ile, beyana dayanan
vergilerde vergi kanunlarına aykırı davranışları kendiliğinden bir dilekçe ile ilgili makamlara haber veren ve
belirlenen şartlarda ödeyen mükelleflere vergi kaybına bağlı suçlara ilişkin cezalardan (vergi ziyaı ve kaçakçılık)
kurtulma hakkı verilmiştir.
Vergi mükelleflerinin yersiz ve fazla vergi ödemeleri durumunda, bunları diğer kamu borçlarına mahsup ve
takas edilmesini isteme hakları vardır (AATUHK, md. 23). Mükelleflerin devletten iade olarak almaları
gereken vergilerin geç ödenmesi nedeniyle ekonomik kayba uğramamaları için, VUK ’un 112/4. maddesinde
iade edilecek vergilerin gecikmesi halinde devletin mükellefin alacağı için faiz ödemesi benimsenmiştir.
Ayrıca, vergi borçlarının ödenmesinde iyi niyetli mükelleflerin çok zor duruma düşmelerini önlemek amacıyla,
AATUHK ’nın 48. maddesinde belirlenen şartlar çerçevesinde tecil ve taksitlendirme imkânı sağlanmıştır.
VUK ’un 115. ve AATUHK ’nın 105. maddelerinde belirtilen afetlerden zarar gören mükelleflerin zararlarını
kısmen olsun gidermek, durumlarını daha da ağırlaştırmamak ve dolaylı yardım ve kolaylık sağlamak amacıyla,
terkine başvurma hakkı düzenlenmiştir.