Serbest Bölgelerde İndirimli Kurumlar Vergisi Uygulanabilir (Mi)?

Ana Sayfa > insaatler

Serbest Bölgelerde İndirimli Kurumlar Vergisi Uygulanabilir (Mi)?

Değerli EKONOMİ okurları bildiğiniz üzere Meclis Plan Ve Bütçe Komisyonu’nda yeni bir vergi düzenlemesi hazırlanarak yasalaşmak üzere. Buna göre birçok vergi türünde yeni ek vergiler ile birlikte, bir takım istisna ve indirimleri kaldırılacak yeni düzenlemeler eklenmesi öngörülmektedir. Konuya taraf olan birçok meslektaşım görüşlerini çeşitli platformlardan paylaşmakta olup, bende bugün bu konuda ilgimi çeken bir hususta görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bilginiz üzere 3218 sayılı Kanun’la kurulan serbest bölgelerin ana gayesi; Nitelikli ihracatı arttırmak ve beraberinde hem yurtiçinden hem yurtdışından yatırımcıların bu bölgelere yatırım yapmasını sağlamaktır. Bu kapsamda zaman içeresinde birçok kez değişikliklere uğrayan Serbest Bölgeler Kanunu’nda 5810 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeye göre geçici 3. maddesinde değişikliğe gidilmiştir. Bu değişikliğe göre; Serbest bölgelerde faaliyet gösteren mükelleflerin üretim faaliyetleri ile ilgili olarak Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğinin gerçekleştiği tarihi içeren yılın vergilendirme döneminin sonuna kadar; Bu bölgelerdeki üretim faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları gelir ve kurumlar vergisinden müstesnadır.

Bu üretim faaliyeti sonucu elde edilen ürünlerin yurtdışına ihraç edilmesi amaçlanmakta birlikte, bölgedeki üretilen ürünlerden yurtiçine yapılan satışlarda gelir ve kurumlar Vergisine tabii değildir. Bu noktada şöyle ilginç bir durum ortaya çıkıyor. Bilindiği üzere Türkiye’de Yatırım Teşvik Belgelerini (YTB) veren kurum Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’dır. Bu bakanlığımızın vermiş olduğu çeşitli türlerdeki YTB’lerine göre kurumlar ve gelir Vergisi kanunu üzerinden şirketler indirimli kurumlar ya da gelir vergisi istisnasından faydalanmaktadırlar. Aslında her ne kadar konuyu istisna olarak ifade etsek te, tanınan istisna KVK’ye göre 5. maddede sayılan istisnalardan olmayıp, özü itibari ile kurumlar vergisi oranlarının eksik ya da hiç alınmaması yolu ile mükellefe tanınan bir istisnadır. Bu sebeple de 32. maddeye ek yapılmıştır.

Ancak serbest bölgede faaliyette bulunan firmaların bu haktan yararlanmaları söz konusu değildi. Çünkü zaten bu bölgede üretilen ürünler kurumlar ve gelir vergisinden istisna tutulduğu için ilgili bakanlık bu kapsamda bir YTB vermiyordu. Sadece talep olması halinde Genel Belge alabiliyordunuz ki, bilindiği üzere genel belgelerde kurumlar ve gelir vergisi yönünden bir istisna söz konusu değildir. 

Okuduğumuz yeni vergi tasarısının 25. maddesinde 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun geçici 3. maddesinde düzenlemeye gidilerek, “imal ettikleri ürünlerin” ibaresi, “imal ettikleri ürünlerin yurtdışına” şeklinde değiştirilerek, serbest bölgeler içindeki firmaların yurtiçine yaptıkları imal edilmiş ürün satışlarının gelir ve kurumlar vergisine tabii tutulacağı anlaşılıyor. Bu durumda serbest bölgelere yatırım yapan yerli ve yabancı birçok üretim işletmesinin yasalara güvenerek YTB almadan ya da yasa gereği alamadan yapmış oldukları yatırımlarda mağduriyetleri söz konusudur. Konu ile ilgili olarak gerek Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın gerekse Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın mutlak düzenlemelerine ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

Şöyle ki mevcut yasa tasarısına bağlı olarak yapılacak yeni vergi düzenlemesi göz önüne alınarak, serbest bölgelerdeki üretim işletmelerinin yurtiçine satışlarının vergilendirileceği düşünülürse, var olan ancak vergi indirimi hakkı olmayan mevcut YTB’lerine mutlaka vergi indirimi hakkının verilmesi gerekir. Bu durum ilgili firmaların hak mağduriyetlerinin önüne geçecektir.

Ayrıca yasanın bu şekilde çıkması durumunda bu tarihten itibaren Serbest Bölgeler içerisine yeni yatırım yapacak firmalara İndirimli Kurumlar Vergisi uygulamasını içeren YTB’lerinin verilmesi gerekir.

Verilecek bu belgelere üretimin yurtdışına ve yurtiçine oranlanması yöntemi uygulanabilir. Bu durum serbest bölge içerisindeki yatırımcıların en azından hak kayıplarının önünü geçilmesi ve güven mekanizmasının zedelenmemesi anlamında önemli bir adim olur.

 (Kaynak: Şahkan Saltık / Ekonomim.com | 25.07.2024)