Hazırlamış olduğumuz raporun; TÜRMOB, Gelir İdaresi Başkanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Diğer Kamu Kurum ve Kuruluşlarının dikkate alması temennimizdir.
Özellikle, enflasyon düzeltmesi ile birlikte bir süreç geçte olsa artık herkes tarafından fark edildi.
O da, kuşkusuz Mali Müşavirlik mesleğinin içinde bulunduğu karma karışık hal!
Peki, mesleki olarak nasıl bir karmaşıklığın içinde olduğumuzun ne kadar farkındayız?
Tanım olarak, Usul ve esasları GİB tarafından yayınlanan, şirketlerin tutmak zorunda olduğu, defter dosyasının bir nevi özetini içeren ve mali mühür ile imzalanarak mali müşavirler tarafından GİB'e beyan edilen dosya. İçeriğinde bir işletmenin, muhasebeye ilişkin yevmiye kayıtlarını, kebir bilgilerini barındırıyor.
Defter Beratları, Mali Müşavirler tarafından tercihen Aylık ya da 3 Aylık olarak GİB’e gönderiliyor.
Ancak, talebimiz yıllık gönderilmesi yönünde!
Çünkü, defter beratı göndermek, ayrı bir zaman ve mesai gerektiriyor. Bu bildirim yapılırken, sistem tarafından birçok uyarı ve hata ile karşılaşılıyor!
Böylelikle, Her Ay veya 3 Ayda Bir Berat Verilmesinin, Meslektaşlarda Yarattığı ‘Psikolojik’ Süreç Ortadan Kaldırılabilir!
Açıkçası bu kısım, Mali Müşavirler için kırılma noktası oldu.
Enflasyon düzeltmesi, çok basit tanımla, bir şirketin aktifinde yer alan stok, arazi ve arsa, bina, taşıt, demirbaş vb varlıklar ile, karşılığında, sermaye grubunda yer alan ve yine para ile ifade edilmeyen sermaye tutarı ve yedeklerinin Yİ-ÜFE oranlarına göre değerlenerek güncel hale getirilmesi.
Ancak, süreç elbette burada tanımlandığı gibi olmuyor. Uygulama yaparken, şirketlerin bilançosundaki detaylara göre ciddi derecede zaman ve emek gerektiriyor.
Mali Müşavirler, her geçici vergi dönemi, şirketlerin aktifinde yer alan kalemler ile pasifinde yer alan kalemleri değerleyip, bilanço çıkartmak zorunda. Ancak, 3 ayda bir bilanço çıkarmak ‘kolay’ bir iş değil.
Bu nedenle de, enflasyon düzeltmesinin yıllık uygulanması talebi var!
Her ne kadar, son çıkan karar ile 2023 yılı cirosu 50.000.000 TL’nin üstünde olan şirketler yıllık olarak yapacak olsa da, özellikle 2.dönemde yapılan enflasyon düzeltmesi süreci çok ilginç noktalara ulaştı. Talebi tam karşılıyor mu? Tartışılır.
Hali hazırda, ayrı ayrı olarak beyan edilen, ancak, kolaylıkla tek bir çatı altında verilebilecek birçok beyanname mevcut.
KDV-1 ve KDV-2 beyannamesi, Konaklama Vergisi Beyanı, Turizm Payı Beyannamesi, Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi, GEKAP Beyannamesi, Mali Müşavirler tarafından ayrı ayrı olarak beyan edilmek zorunda.
Ancak, bu beyannamelerden, KDV-1, KDV-2, Konaklama Vergisi ve Turizm Payı Beyannamesi, GEKAP beyannamesi kolaylıkla Tek bir beyanname altında birleştirilebilir!
Örneğin, KDV-1 beyanın içerisine bir satır açılarak, KDV-2 beyanı için sorumlu sıfatıyla beyan edilen ve tahakkuk eden vergi, Konaklama Vergisi için beyan ve tahakkuk edecek vergi, Turizm Payı için tahakkuk edecek vergi, Geri Kazanım Payı için tahakkuk edecek vergi kısımları eklenebilir!
Böylelikle, “1” vergi beyanname çatısı altında “5” vergi türü tahakkuk etmiş ve “sadeleşme” adına bir adım daha atılmış olur.
Yapılan Bildirimlerin Artık Sayısı Unutuldu!
Şirket adına, Dijital Vergi Dairesi üzerinden ayrıca bir kayıt daha yaptırılarak, kullanıcı adı, şifre alınıyor. Kuruluş aşamasında, her ne kadar Ticaret Odaları tarafından, Potansiyel Vergi Numarası verilse de ayrıca, bu işlem gerçekleştiriliyor!
Ancak, şirketin kuruluş aşamasında, Ticaret Odası tarafından bu süreçte tamamlanabilir.
Şirket adına, GİB’e ayrı, SGK’ya ayrı olmak üzere, ayrıca, E-Tebligat başvuruları yapıyor. Bu kısımda, şirket kurulurken, Ticaret Odasına bildirimle sadeleştirilebilir.
GİB’e şirketlerin, ortakları ile ilgili detay bilgiler içeren, ayrıca bildirim yapılıyor. Bildirim yapılmazsa “cezası” çok yüksek!
Ancak, bu veri, kolaylıkla Ticaret Odalarından alınabilir.
Kuruluş işleminden hemen sonra, GİB’e ve TÜRMOB’a ayrı ayrı Mali Müşavir tarafından, sözleşme bildirimi yapılıyor.
Şirketi kurdum, “iş bitti” olamıyor ne yazık ki.
Bütün bunların hepsi, şirketlerin kuruluş aşamasında ve Ticaret Odasına başvururken çözülebilir!
TÜİK oluşturduğu anketler ile şirketler ile mali bilgileri talep ediyor. Şayet, cevap alamazsa cezai süreç olacağı şirketlere iletiliyor. Talep edilen bu veriler arasında, firmanın cirosu, sektörü gibi detaylar talep ediliyor.
Ancak, bu verilerin tamamı Mali Müşavirler tarafından, GİB’e bildiriliyor. Dolayısıyla, GİB’e verilen veriler, ayrıca TÜİK’e bildiriliyor.
Kurum tarafından, Aylık İş Gücü Çizelgesi bilgisi talep ediliyor. Ancak, Kurum, bu veriyi de şirketlerin bağlı olduğu SGK’dan rahatlıkla alabilir!
Yüksek kredi çeken firmalar var ise, Sistemik Risk Veri Takip Sistemine, aylık ve 3 aylık olarak mali veriler yükleniyor. Üstelik, sürecin, cezai yükümlülüğü de var.
Oysa, bu bilgilerde Mali Müşavirler tarafından GİB’e bildiriliyor. Yani, GİB’den rahatlıkla temin edilebilir.
Verilen beyanlarda bu bilgilerin tamamı yer alıyor!
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından, imalatçı işletmeler için, üretim yapılan yerin ayrı ayrı kaydedilmesi gerektiği talep edilerek, sanayi sicil belgesi alması talep ediliyor.
Bu süreçte tamamlanmazsa “cezai” yaptırım söz konusu.
Sanayi Sicil Belgesi başvurusu, apayrı bir süreç ve iş yükü. Bu durumda, ilgili Kurum tarafından daha pratik bir şekilde çözüme kavuşturulabilir.
Şayet, bir şirket, TÜBİTAK teşviklerinden faydalanmak istiyorsa, Mali Müşavirin, ayrıca TÜBİTAK’a kayıtlı SMMM’ler arasında olması gerekiyor.
Bu durum için, TÜBİTAK’a başvuru yapılarak, SMMM kaydı oluşturuluyor. Ancak, TÜRMOB’tan online veri alınarak çözüme kavuşturulabilir.
İnşaat demiri üreten veya ithal eden mükellefler tarafından inşaat demirine, üretim faaliyetleriyle ilgili temel verilerin izlenmesi ve merkezi sisteme veri aktarılmasını içeren bir sistem. Bildirim zorunluluğuna uymayanlara, cezai yaptırım uygulanıyor.
Bu da ne yazık ki, yine ekstra bir iş yükü olarak karşımıza çıkıyor!
Şirketlerin, ay içinde rapor alan personelleri ayrıca beyan edilirken bildirilmesi gerekiyor. Bu bildirimler şayet atlanırsa, ciddi derece de cezai yaptırımla karşılaşılıyor. Bu bildirimde, beyan aşamasında sistem tarafından otomatik olarak uyarı şeklinde bildirilerek, gerekli düzeltme beyan aşamasında yapılabilir.
Bu yapılmadığı için, her ay “SGK raporu alan personel var mı diye?” Mali Müşavirler tarafından sistemden ayrıca sorgulama yapılıyor.
Mali Müşavirler tarafından, bütün bu bildirimler, Aylık verilen E-defter beratları, Enflasyon Muhasebesi, Aylık Verilen rutin beyannameler dışında, haricen yapılıyor!
Şaka gibi, ama gerçek..
Özellikle, bir defter türü var. Neden tasdik ettirildiği hala anlaşılmış değil.
Artık, Damga vergisi defterini de bir çözüm bulunmalı. KDV’nin defteri neden yoksa, Damga Vergisinin de o nedenle defteri olmamalı.
Uygulamada, e-Fatura, e-Arşiv Fatura, e-Gider Pusulası, e-Serbest Meslek Makbuzu, e-Müstahsil Makbuzu, e-Adisyon, e-Bilet olmak üzere birçok e-belge türü bulunuyor.
Bütün bunların yerine, “E-Belge” başlığı altında tek bir belge olması karışıklığın önüne geçer.
İçerik olarak, farklı mal ve hizmet türleri düzenlense de, başlık olarak tek bir “E-belge” uygulanmış olur.
Böylelikle, bir ‘sadeleşme’ daha gerçekleşmiş olur.
Bu konunun, yakın zamandaki örneği, Enflasyon Düzeltmesi!
Süreç, başından itibaren tam anlamıyla “muamma” oldu.
Yapılacağı düşünülerek, herkes beyanlarını verdi. Sonrasında, belli kıstaslar belirlenerek, enflasyon düzeltmesi yapılmayacağı yönünde Tebliğ yayımlandı.
Mevcut süreçte, beyan verip onaylayanlardan, özellikle Enflasyon Düzeltme Zararı olanlarda ekstra bir vergi yükü oluştu. Bu durum mükelleflere nasıl anlatılacak?
Sonuç Olarak;
Hazırlamış olduğumuz bilgilendirme notu, umarız olumlu değişikliklere sebep olur.
Çünkü, bu işi sahada uygulayanların işlerini kolaylaştırma vakti geldi!