İşletme, belirli amaçlar doğrultusunda, ürün ve hizmetler üretip pazarlayarak insanların istek ve ihtiyaçlarını karşılayan ekonomik bir birimdir. Bu kısa tanımda vurgulanması gereken üç temel öğe bulunmaktadır. Bunlar amaç, ürün, istek/ihtiyaç olarak ifade edilebilir. Bu üç öğe işletmenin temel taşlarını oluşturmaktadır. Yukarıda işletmenin içsel amaçlarının kâr, büyüme ve sürdürülebilirlikten oluştuğu detaylı olarak açıklanmıştı. Ticari amaçla kurulan işletmelerin yanı sıra, faaliyetleri sonunda ticari beklentileri olmayan iktisadi işletmeler de bulunmaktadır. Örneğin; belediyelerin halka hizmet etmek için kurdukları ekmek fabrikaları, çöp tesisleri, ekonomik faaliyetler yürütse de bu faaliyetler ödenilen vergilerden karşılanmakta ve bu nedenle bu tip işletmelerin ana amacı kâr elde etmek değil sosyal fayda sağlamaktadır. Bu gibi işletmelerde de ekonomik faaliyetler yürütülmekle birlikte amaçları bakımından ticari işletmelere göre farklılıkları bulunmaktadır. Dolayısıyla bir işletme, kuruluş öncesi amaçlarını net olarak ortaya koymalı ve bu konuda paydaşları (ortaklar, çalışanlar, yöneticiler vs) ile bir amaç birliği oluşturmalıdır. İkinci olarak işletmelerin, bir ürün ve/veya hizmet üretmek veya bunu pazarlamak ile ilgili amacı bulunmalıdır. Bu amaç doğrultusunda çok sayıda alternatif bulunmaktadır. Cep telefonundan kaleme, yazılım hizmetinden bankacılık hizmetlerine kadar işletmeler kanunla yasaklanmayan her konuda faaliyet gösterebilir. Bu faaliyetler işletmenin tipine göre bir ürünü üretmeye odaklı bir sanayi işletmesi olabildiği gibi perakendecilik, lojistik veya e-ticaret gibi ürünleri pazarlamaya da odaklı olabilir. Son olarak işletmeler, istek ve ihtiyaçları karşılamak için kurulmuş ekonomik birimlerdir. Aslında işletmenin tanımında ve elbette başarısında geçen kilit nokta da burasıdır. İnsanların istek ve ihtiyaçlarını yeterli düzeyde karşılayamayan veya bunu rakiplerinden daha iyi yapamayan işletmeler zaman içinde yok olacaktır. Bundan dolayı bir işletme, kuruluş aşamasından başlayarak tatmin etmek istediği istekleri ve ihtiyaçları iyi belirlemeli ve ona uygun ürün ve hizmetleri üretebilme becerisine sahip olmalıdır. İşletme ve girişim (teşebbüs) kavramları çoğu zaman aynı anlamda kullanılmaktadır. Her iki kavram ile bir takım amaçlara ulaşmak için değer yaratan faaliyetler bütünü ifade edilmektedir. Gerçekten de faaliyetlerin tek merkezden yapıldığı küçük işletmeler açısından bakıldığında iki kavram arasında herhangi bir farklılık yoktur. Bazı yazar ve düşünürler işletmeler büyüdükçe girişim ile işletme arasındaki farklılığın da belirginleştiğini ileri sürmektedir. Bu görüşe göre örneğin, Türkiye Ziraat Bankası bir girişim olduğu halde, şehirlerde bulunan şubeleri bu girişime bağlı birer işletmedir. Bu örnek farklı işletme tiplerinde de görülebilir, örneğin Arçelik A.Ş. bir girişim olduğu halde Ankara’da bulunan bulaşık makinesi fabrikası veya Pakistan’da bulunan buzdolabı fabrikası bu girişime bağlı olan işletmelerdir. Örneklerden de görüleceği üzere üretim, pazarlama gibi faaliyetleri bağımsız şekilde yönetilen girişimler için bu ayrım önem kazanmaktadır. O nedenle girişimin, işletme kavramını içine alan daha geniş bir kavram olduğu ileri sürülmektedir (Alpugan, 1998). Bu ayrım işletme büyüyüp farklı alanlara yayılmaya başladıkça ortaya çıktığından, küçük işletmeler bakımından önemli bir farklılık ortaya çıkarmaz. Bu nedenle kitapta girişim ve işletme kavramları aynı anlamda kullanılacaktır.