7326 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Kanunu kapsamında matrah ve vergi artırımının 31 Ağustos 2021 tarihine kadar yapılması gerekmektedir. Matrah ve vergi artırımına ilişkin birçok eğitim ve bilgilendirme çalışmaları yapılmakta, mükellefler gerek meslek mensupları tarafından gerekse STK’lar nezdinde yapılan seminerler vasıtasıyla bilgilendirilmektedir.
Gelir İdaresi Başkanlığının da bu uygulamadan daha çok mükellefin faydalanmasını sağlamak üzere çeşitli araçlarla mükellefleri bilgilendirdiğini görmekteyiz.
Bu çalışmalara rağmen, gelir vergisi matrah artırımına ilişkin gözden kaçabileceğini düşündüğüm bazı hususları, vergi affında sona yaklaştığımız bu günlerde okuyucularımıza hatırlatmak istiyorum.
Şirketlerce, matrah ve vergi artırımı yapılıp yapılmaması konusunda maliyetler de dikkate alınarak detaylı çalışma ve analizler yapılıyor. Ancak, gündemin yoğun olduğu bu günlerde, şirket sahiplerinin kişisel gelir vergisi açısından matrah artırımının değerlendirilmesi hususu gözden kaçabilmektedir. İş insanları özellikle elde ettikleri kar payı, taşınmaz satış kazancı, eurobond faiz geliri gibi gelir unsurlarını eksik beyan edebilmektedir.
Bu nedenle, gelir vergisi mükelleflerinin matrah artırımında ortaya çıkan maliyetle kıyaslanmayacak derecede yüksek vergi tarhiyatları ile karşılaştığını geçmiş uygulamalardan görmekteyiz. Bireysel olarak beyanname vermemiş veya mükellefiyet tesis ettirmemiş iş insanları başta olmak üzere, bazı gelir unsurlarını eksik beyan etmiş olanların, matrah artımında bulunarak bu uygulamadan yararlanmasını önemli buluyorum.
Daha önce ilgili dönem için beyanname vermemiş bir gelir vergisi mükellefinin, tüm gelir unsurlarını kapsayacak şekilde matrah artırımında bulunması için, ticari kazancı bilanço esasına göre tespit edilen gelir vergisi mükellefleri için belirlenen asgari artırım tutarları dikkate alınacaktır. Örneğin, 2020 yılı için asgari artırım tutarı 63.700 TL olarak belirlenmiş olup, artırılan bu tutar üzerinden %20 oranı uygulanarak 12 bin 740 TL vergi ödenmek suretiyle matrah artırımında bulunulabilecektir. Ayrıca bu tutarın peşin ödenmesi halinde %10 indirim ile ödeme tutarı 11.466 TL’ye inmektedir.
İlaveten, gelirlerini eksik beyan etmiş olan serbest meslek erbaplarının da bu kapsamda gelir vergisi matrah artımında bulunmasının önemli bir avantaj sağladığını söyleyebilirim.
Bilindiği üzere, Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80’inci maddesine göre, gerçek kişilerin bedeli karşılığında edindikleri taşınmazların, edinme tarihinden başlayarak 5 yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançları, değer artış kazancı olarak (ticari faaliyet kapsamında olmaması kaydıyla) gelir vergisine tabidir.
Ancak, uygulamada birçok kişinin bu kapsamda elde ettiği gelirleri beyan etmeyi unuttuğunu ya da bu konuda yeterli bilgi sahibi olmadığından bu yükümlülüğünü atladığını görmekteyiz.
Taşınmaz alım ve satım işlemleri tapu sicilinde tescil edildiğinden, bu gelirler kolayca tespit edilebiliyor. Vergi idaresi zaman zaman bu kapsamda elde edilen gelirlerin tespitine ilişkin çalışmalar yaparak, vergi aslının yanında vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ilave ederek bu gelirlerini beyan etmeyenler nezdinde tarhiyatlar yapıyor.
Dolayısıyla, bu kapsamda vergi tarhiyatı riski bulunanların cezalı tarhiyatlarla karşılaşmamaları için, gelir vergisinden matrah artırımında bulunarak bu riski ortadan kaldırmalarını önemle tavsiye ediyorum.
Örneğin, 2019 yılında 500 bin TL’ye satın almış olduğunuz gayrimenkulü 2020 yılında 750.000 TL’ye satmış, ancak bu kapsamda gelir vergisi beyannamesi vermemiş olduğunuzu varsayalım. Bu durumda, elde ettiğiniz 250 bin TL tutarındaki kazançtan, istisna ve endeksleme sonucunda hesaplanan tutarın düşülmesi ile bulunan değer artış kazancıyla ilgili cezalı vergi tarhiyatı ile karşı karşıyasınız demektir.
Hiç beyanname vermemiş veya mükellefiyet tesis ettirmemiş kişiler de 7326 sayılı Kanun’un matrah artırımı hükümlerinden yaralanabildiğinden, 2020 yılı asgari matrahlar dikkate alındığında 42 bin 500 TL matrah üzerinden 8 bin 500 TL (peşin ödemede 7 bin 650 TL) vergi ödemek suretiyle değer artış kazancı ile ilgili matrah artırımında bulunmak mümkündür. Bu şekilde matrah artırımında bulunmanız halinde, ilgili yılda taşınmaz satışından elde edilen değer artış kazancıyla ilgili bir tarhiyat riskiniz söz konusu olmayacaktır.
Gerçek kişiler ile vergi idaresi arasındaki önemli ihtilaf konularından birisi de taşınmaz alım satım işlemlerinin hangi durumda ticari kazanç, hangi durumda değer artış kazancı olarak değerlendirileceği ile araç alım ve satım işlemlerinin ticari kazanç kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususudur. Bu kapsamda birden çok satış, kazanç amacı güdülmesi veya ticari organizasyonun varlığından hareketle gerçek kişiler tarafından yapılan taşınmaz veya araç satışları ticari kazanç kapsamında değerlendirilmektedir. Bir gerçek kişinin yapmış olduğu alım ve satım faaliyetlerinin ticari kazanç kapsamında değerlendirilmesi halinde, gelir vergisinin yanı sıra KDV’den de cezalı tarhiyat yapılmaktadır.
Bu kapsamda riskli işlemleri olup, bu işlemlerinden elde ettikleri kazançlarını ticari kazanç kapsamında beyan etmeyen mükelleflerin, bu işlemlerinin bulunduğu dönemler için ticari kazanç için öngörülen asgari matrah tutarları dikkate alınarak matrah artırmaları durumunda, gelir vergisi tarhiyat riskini ortadan kaldırma imkanına kavuşacaklardır. Mükelleflerin KDV’den yapılacak vergi tarhiyatlarına karşı kendilerini koruması için, aynı zamanda KDV’den de vergi artırımında bulunması gerektiği unutulmamalıdır.
Kaynak : https://www.bdturkey.com/
Vergi ödemelerinizi düzenli olarak yapmanız, hatta muhasebe işleriniz için;
MUHASEBE VERGİ KOSGEB UZMANI ''MANSUR ACAR'' ile çalışarak
takipte ve ödemede çok daha fazla kolaylık elde edebilirsiniz.
İLETİŞİM İÇİN İRTİBAT NO: 0554 763 63 39