Bilindiği gibi 7524 Sayılı Kanunla, Kurumlar Vergisinin 32/C Maddesiyle Asgari Kurumlar Vergisi Uygulaması 01.01.2025 tarihi itibariyle uygulanmak üzere, hayatımıza girmiştir.
Asgari Kurumlar Vergisi uygulamasıyla, faaliyetleri sonucunda kazanç elde eden şirketlerin vergi vermemesinin önünün kapatılması, Devletin vergi gelirleri içerisindeki, şirketlerin payının (dolaysız vergiler) artırılması, vergilemede adalet ve vergi güvenliği müesseselerinin işlerlik kazanması gibi vergi etkisinin yanı sıra, ekonomik kalkınmaya katkı sunması, kazanç elde eden şirketler tarafından asgari vergiden kaçınmak ve ödenecek vergilerini sıfırlamak için yapılan, sponsorluk, okul, yurt, ibadethane gibi bağış ve yardımlarda azalma görülmesi gibi dolaylı etkileri de söz konusu olabilecektir.
Yurtiçi Asgari Kurumlar Vergisinin hesaplanmasını;
[Ticari Bilanço Karı + Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler (Mali Kar) – İzin Verilen İstisna ve İndirimler]= %10 olarak formüle edebiliriz.
(Ticari Bilanço Karı + Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler) Mali kârdan aşağıdaki indirim ve istisnalar çıkarıldıktan sonra, Asgari Kurumlar Vergisi Matrahına ulaşılır. Sonra bu matraha %10 oranı uygulanarak asgari vergiye ulaşılacaktır.
Normal Kurumlar Vergisi Beyanında hesaplanan vergiden, aşağıdaki hükümler nedeniyle alınmayacak vergi tutarları, hesaplanan yurtiçi asgari kurumlar vergisinden de indirilebiliyor.
32/6) Payları BİST Pay Piyasasında İşlem Görmek üzere en az %20 Oranında halka açılan şirketlerin (Banka ve finans kurumları hariç) 5 hesap dönemi KV oranı %2 eksik uygulanır,
32/6) İhracat Yapan Kurumların, ihracattan elde ettikleri kazançlarına KV oranı %5 eksik uygulanır,
32/8) Sanayi Sicil Belgesine haiz ve fiilen üretim yapan işletmelerde, bu faaliyetinden elde edilen kazancına, KV oranı %1 eksik uygulanır.
Önceden alınmış, Yatırım Teşvik Belgelerindeki yatırıma katkı tutarlarının kullanılması nedeniyle alınmayan vergi,
Geçmiş Yıl Zararları, Asgari Kurumlar Vergisinden indirilemiyor, bunun sebepleri olarak;
Sistem geçmişle değil, cari dönemdeki gelirle ilgilenmektedir. Sadece işe yeni başlayan mükelleflerde 3 hesap dönemi boyunca asgari KV’nin uygulanmayacağı belirtilmiştir. Bunun dışında mali kârın, mümkün olduğu en az indirim ve istisna sonucu, matraha dönüşmesi ve asgari vergi alınması amaçlanmıştır.
Kurumlar Vergisi Kanununa 32/C Maddesiyle eklenen Yurtiçi Asgari Kurumlar Vergisi uygulaması neredeyse mali kazançtan hiçbir indirim ve istisna çıkarılmadan hesaplanacak %10 asgari vergiyi öngörmektedir.
Neredeyse kelimesinden kasıt, indirimine izin verilen kazanç vergi ve istisnalar matrahı pek aşındırmayan; daha önce vergilendirilmiş (tam mükellefe iştirak kazançları) veya belirli sektörleri ve işlemleri ilgilendiren, mükelleflerin büyük kitle ve tamamına sirayet etmeyen (sat geri kirala devri, fon kazançları, kooperatif gider karşılıkları, çıkarılan payların itibari değerini aşan kısmı kazancı) ve yatırım – arge – engelli istihdamı – ihracat – imalat gibi faaliyetlerle ilgili ekonominin gelişmesinde vazgeçilemeyecek teşvik indirimleri kabul edilmiştir.
Bunun dışında, Asgari Kurumlar Vergisi hesabında, verimsiz sayılan istisna ve indirimlerin çıkarılmasına izin verilmemiştir. Zaten normal matrahla fark burada ortaya çıkmaktadır.
özet olarak;
5/1-b,c Yurtdışı iştirak ve iştirak hisse kazançları istisnası,
5/1-e) iştirak hisseleri satış kazancı istisnası, kurumların hisse ve fon kazançları,
5/1-f) Borç nedeniyle TMSF ve Bankaya geçen varlıkların kazançları
5/a-g) Yurtdışı faaliyetlerden elde edilen kazançlar,
5/1-h) Yurtdışı inşaat montaj işlerinden elde edilen kazançlar
5/1-l) Okul, kreş, rehabilitasyon merkezi işletilmesinin 5 hesap dönemi kazanç istisnası, (ilk 3 dönem asgari KV tabi değil)
Yurt dışında elde edilen kazançların bazıları, yurt dışındaki vergi yükünü taşımış olma şartına tabi olsa da, yurtiçi asgari kurumlar vergisini aşındırma gücü ortadan kaldırılmıştır.
10-1/b) Sponsorluk harcamaları, (amatör dallarda tamamı, profesyonel %50)
10-1/c) Kamu İdare, Belediye, vergi muafiyeti tanınan Vakıflara, Kamu yararlı Derneklere, Arge Kuruluşlarına makbuz karşılığı kurum kazancının %5’ini aşmayacak bağışlar,
10-1/ç) Kamu kurum ve kuruluşlarına bağışlanan sağlık tesisi, okul, yurt, rehabilitasyon merkezi, ibadethane, gençlik merkezlerine yapılan her türlü bağış ve yardımlar.
10-1/d) yukarıda sayılan kurum ve vakıflara yapılan kültür, sanat, tarihi eser vb. yardımlar,
10-1/e) Cumhurbaşkanınca başlatılan yardım kampanyalarına yapılan bağışların tamamı,
10-1/f) Türkiye Kızılay Derneği ve Cemiyetine yapılan nakdi bağışların tamamı,
10-1/ğ) Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere verilen mimarlık, mühendislik, eğitim vs. hizmetlerin kazancının %80’i
10-1/ı) Finans kurumları hariç, nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan şirkette nakit ödenen sermaye kısmı üzerinden, ticari kredi faizi oranı üzerinden hesaplanan tutarın %50’si,
10-1/ı) İstanbul Finans merkezi Kanununa göre, yurt dışında alınan malların, yurda getirilmesinden satışından elde edilen kazancın yüzde 50’si.
Yukarıda belirtilen hükümlerden anlaşılacağı üzere, Mali Kazançtan, yurtdışı kazançları, sponsorluk harcamaları, kamu kurumlarına veya belirtilen vakıf ve derneklere bağışlanan okul, yurt, ibadethane, sağlık kurumu bağışları, yardım kampanya bağışları, nakdi sermaye artışının faiz indirimi teşviki gibi indirimler, matrahın asgari olarak korunan kısmının sıfırlanmasına neden olamayacaktır.
Özet olarak, belirlenen asgariden az kazanç elde eden kurumların, bağış, sponsorluk, yardım, okul, cami, hastane yaptırması, asgari hesaplanan vergiyi aşındıramayacak, diğer bir deyişle vergi matrahını sıfırlayamayacaklardır.
Kurumlar vergi planlaması yaparken, örneğin kurumlar vergisi matrahı çıktığında, bağış yapalım, nakdi sermaye artırımı yapalım, hiç vergi çıkarmayalım gibi kaçınma yolları, idarece kapatılmış olacaktır.
Sistemde, yapılan yardım ve bağışın veya sponsorluk harcamalarının gerçek değerinin tespit edilmesinin zorluğu, vergiden veya matrahtan indirildiği için bir nevi vazgeçilen alacak olarak, dolaylı kamu harcaması sayıldığı için, yapılan işlemlerin ve düzenlenen belgelerin gerçeğe uygunluğunun ve verimli yapıldığının tespit edilememesi, varsa şişirilmiş faturalarla yapılan bağış harcamaları gösterilen gider ve indirimlerin, vergi matrahını tamamen sıfırlayamaması, geç kalınmış olsa da sistemin önemli ve olumlu yönlerinden biridir.
Nasıl ki asgari ücret yıllarca vergilendirilmiş ve çalışanlar için bunun altında bir ücret beyan edilememiş, zarar veya matrahsız uygulaması çalışanlar için geçerli olmamışsa, Kurumlar için de böyle olacak, sistem bir nevi vergide adalete, kazanca göre vergi ödeme ilkelerine hizmet edecektir. Vergi gelirleri içinde, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, olması gereken, dolaysız vergilerin payı artırılmış olacaktır. Yıllarca vergiden kaçınamayanların sırtlamış olduğu bütçe yükü içinde, şirketlerin payı artacaktır.
Vergiden kaçma veya kaçınma eğilimi sonucu, asgari kurumlar vergisi matahından indirilemeyecek bağış, yardım ve indirimlerin haricindeki, mali kâr öncesi muhasebe hata, hilesi, maliyetlerin fazla gösterilmesi, asgari kurumlar vergisinin yanlış ve eksik hesaplanması gibi yeni riskler, Gelir İdaresinin uygulamadan beklediği ek vergi geliri tutarının fiili olarak sapmasına neden olabilecek olup, Şirketlerin ve Kurumlar Vergisi Beyanlarında vergi mevzuatı yönünden tam denetiminin gereği ve önemi artmış olmaktadır. Yapılan düzenleme ve politikalardan anlaşıldığı üzere, İdare sadece riskli şirketler değil, para kazanan, faaliyet yapan tüm şirketlerden en az asgari vergi isteme, kendi hallerine bırakmama, denetimlerinin artırılması eğiliminde olduğu anlaşılmaktadır. Zira yapılan Kanun çalışmalarında vergi mevzuatı yönünden tam tasdik zorunluluğu uygulaması önerilmektedir.
(7. Sayfa)
Asgari Kurumlar Vergisi uygulaması ve etkisi analiz edilmiştir. Burada;
1.143.344 kurumlar vergisi mükellefinin yaklaşık yarısı zarar ya da matrahsız beyanname verdiği, bu mükelleflerin 5,7 trilyon TL gibi bir bilanço karı, 60 trilyon TL hasılatı olduğu bilgisi yer almıştır.
Etki Analizi: Asgari kurumlar vergisi uygulamasına 1.1.2025 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere başlanılacaktır. 2025 yılı için ilave 90 milyar TL yıllık gelir etkisi olacağı değerlendirilmektedir. Denilmiştir. Asgari Gelir Vergisi için de yüksek bir gelir beklentisi bulunmaktadır.
Gelir İdaresi Başkanlığının öngörüsüne göre, Asgari Kurumlar Vergisi Uygulamasından, 90 Milyar TL ilave vergi geliri beklenmektedir. Kurumlar Vergisi Mükelleflerinin yarısı gibi çok büyük bir kitlenin matrahsız beyanname vermesi ve bunların kazancı olanlardan “asgari” vergi alındığında, ilave olarak 90 Milyar TL gelir etkisinin olacağı düşünüldüğünde, yıllar önce bu asgari vergi uygulamalarının hayatımıza girseymiş, Ülkemizin gelişiminde ve kalkınmasında ve bütçe dengesinde, öneminin ne denli büyük olacağı, vergi adaleti ve vergi güvenliğimizin, şirketler lehine olarak zayıf kalmış ve bütçenin bu kadar büyük bir gelirlerden geçmişte mahrum bırakılmış, geç de olsa mahrum bırakılmayacak olduğu ortaya çıkmaktadır.
Buna karşın, şirketlerin büyümesi ve güçlenmesi, kâr elde eden şirketlerden matrah beyan etmeyenlerin, 2025 itibarıyla sponsorluk, bağış, yardım, okul, cami gibi nedenlerle matrahı sıfırlayamayacakları için, bu bağış, sponsorluk ve yardımların azalmasına şahit olabiliriz. Son olarak; Kazancı olanın, bağışı değil, ödeyeceği vergisi Ülkenin Kalkınmasında önemli, öncelikli ve gerekli bir ödevdir.