Vergi Hukukunda Zamanaşımının Dolmasıyla Vergi Borcu Silinir Mi?
Vergi hukukunda zamanaşımı; süre geçmesi suretiyle vergi borcun ortadan kalkmasını ifade eder. Vergi hukukunda tahakkuk (tarh) zamanaşımı ve tahsil zamanaşımı olmak üzere 2 çeşit zamanaşımı söz konusudur.
Tahakkuk (tarh) zamanaşımı; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda; tahsil zamanaşımı ise, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da düzenlenmiştir.
Zamanaşımı, mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade eder. Tahsil daireleri amme alacağının tahsilinde zamanaşımını re’sen (kendiliğinden) dikkate almak zorundadırlar. Zamanaşımı, vergi alacağını ortadan kaldıran nedenlerden birisidir.
Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından itibaren başlayarak 5 yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler tahakkuk zamanaşımına uğrar.(md.114)
Örneğin 2013 yılında elde edilen bir gelirin vergisinin zamanaşımına uğraması için, 2014 takvim yılının 1 Ocak tarihinden 2019 yılının 31 Aralık tarihine kadar tarh ve mükellefe tebliğ edilmemiş olması gerekir.
Tahakkuk zamanaşımına uğrayan vergi borcu nun akıbetinin ne olacağı konusunda 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda herhangi bir hüküm yer almamıştır. Ancak bu konuda da uygulamada mükellefin istemesi halinde, vergi idaresi tahakkuk fişi üzerine “yükümlünün rızası üzerine tahakkuk verilmiştir.” ibaresini koyarak bu vergiyi tahsil etmektedir.
Tahakkuk zamanaşımı süresinin dolmasından sonra, alacaklı vergi dairesinin vergiyi tarh ve tebliğ etme, bir başka deyişle, tahakkuk ettirme yetkisi ortadan kalkmış olur. Zamanaşımından sonra, mükellefe ihbarname veya ödeme emri tebliğ edilemez, vergi incelemesi yapılamaz. (VUK, m. 138/2). Zamanaşımı süresi dolduktan sonra, ancak, mükellefin isteğe bağlı olarak yaptığı başvuru dikkate alınır.
Tahsil zamanaşımı ise ; Amme alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Kendi özel kanunlarında zamanaşımı süresi gösterilen para cezaları (Kabahatler Kanunu’na göre verilen para cezaları gibi) ile amme para cezaları bu hükmün dışındadır.
Verginin vadesi, o verginin ödeme süresinin son gününü ifade etmektedir. (VUK md.111/2, AATUHK md.37/3)
Örneğin 2014 yılı gelirleriyle ilgili 2015 yılının Mart ayında ödenmesi gereken Gelir Vergisi 1. taksitinin ödenmemesi durumunda, bu borçla ilgili zamanaşımı 2015 takvim yılının başından itibaren işlemeye başlayacak ve 31.12.2019 tarihinde sona erecektir.
Sosyal medyada, haberlerde, gazetelerde vergi borçlarının silindiğini duyarız. Merak ettik araştırdık. vergi incelemesi geçiren ve büyük miktarlarda vergi ve cezalara muhatap olan bazı firmaların Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde kurulan merkezi uzlaşma komisyonunca vergi ve cezaları sıfırladıklarını duyuyoruz, okuyoruz. Bu işlemler yasal olarak mümkün olmakla birlikte, toplum vicdanını yaralamaktadır.
Ayrıca bundan başka yine halk arasında vergi borçlarının silindiği hakkında şehir efsaneleri dolaşmaktadır. Toplam vergi borcunun bir kısmının bu kişilerce alınarak vergi borçlarının tamamının bilgisayarlardan silindiği ifade edilmektedir. Bu vergi borcu nun silinmesi için gayrimenkul ve taşıt hacizlerinin olmaması gerektiği ifade edilmektedir.
Bizde Selamoğlu İdari Danışmanlık olarak, böyle bir şeyin olmasının mümkün olmayacağı ve yüksek düzeyde adamları olduğunu iddia eden bu kişilere itibar edilmemesini ve bu kişilerin sahtekar ve dolandırıcı olduklarını ifade ederek bu kişilerden uzak durulması konusunda uyarıyoruz. Böyle bir şeylerin olması hiçbir şekilde mümkün değildir.
Zaten böyle bir durumun tespit edilmesi şu anki teknolojik sistemle çok kolaydır. Farz edelim böyle bir durumun olduğunu farz edersek, tespit edilmesi halinde bu işin içinde mükellef, işe aracılık eden ve bilgisayardan silen en az biri olacağından organize mali suçlara gireceğinden ilgililer ağır ceza mahkemelerinde yargılanma durumunda kalacaklardır. Selamoğlu İdari Danışmanlık olarak vergi mükelleflerimizin bu dolandırıcılara dikkat etmeleri konusunda uyarıyoruz.
Bizim danışmanlık olarak tavsiyemiz yasal haklarını gelir idaresi ve vergi daireleri nezdinde idari yollardan aramalarıdır. Eğer idare vergi mükelleflerinin taleplerini red ederse, haklarını idare ve vergi mahkemeleri nezdinde aramalarıdır. Bu konuda Selamoğlu İdari Danışmanlık olarak mükelleflerimize yardımcı olmaya çalışıyoruz. Vergi Borcu Kesinleşmiş kamu alacaklarında zamanaşımı uygulaması 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında düzenlenmiştir. Bu kapsamda değerlendirilen zamanaşımına “tahsil zamanaşımı” denilmektedir.
Tahsil zamanaşımı; 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 102 nci maddesine göre, “Amme alacağı, vadesinin rasladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Para cezalarına ait hususi kanunlarındaki zamanaşımı hükümleri mahfuzdur. Zamanaşımından sonra mükellefin rızaen yapacağı ödemeler kabul olunur.” hükmüne amirdir.
Yani vergi borcu 5 yıllık zaman aşımına tabidir. Borcunu yıllardır ödenmeyen mükelleflerin borçlarının ödenmesinde aciz durumunda olmaları halinde gelir idaresi tarafından terkin edilerek kaldırılması gerekmektedir. Ancak vergi dairelerinde çalışan memurlar vergi kanunlarını uygulamak yerine, kraldan fazla kralcı davranmaktadırlar.
Aciz durumda olan vergi mükelleflerine zamanaşımı hükümleri hiçbir zaman uygulanmamaktadır. Zaten halk arasında, hatta bazı meslek mensupları, hatta vergi memurları bile zamanaşımının olamayacağına inanmış durumdadırlar. Vergi daireleri memurları vergi kanunlarındaki zamanaşımı hükümlerini uygulamayarak suç işlemeyi tercih etmektedirler.
Daha da fazlasını söylemek gerekirse, vergi mahkemelerinde açılan haciz davalarında zamanaşımına uğrayan hacizlerin kaldırılmasında ne yapacaklarını bilmiyorlar. Mahkeme kararının vergi dairesine tebliğinden itibaren 30 gün içinde hacizlerin ve vergi borçlarının terkin edilmesi gerekmektedir. Ancak bazı vergi daireleri anayasal suç işlemek suretiyle mahkeme kararını hiçe saymakta ve görevini kötüye kullanmaktadır.
Bu gibi durumlarda vergi mükelleflerinin ilgili vergi dairesini savcılığa suç duyurusunda bulunabilir ve ayrıca bu yüzden maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Vergi dairelerinin mahkeme kararlarını 30 gün içinde uygulamalarının anayasanın amir bir hükmü olduğunu unutmamaları gerekmektedir.
Vergi mükellefleri haklarını vergi daireleri ve vergi yargısında aramaktan korkmaktadır. Devleti devlete mi şikayet edeceğim. Bundan bir şey çıkmaz demektedir. Bu yüzden yasal haklarını kullanmakta çekimser kalmaktadırlar. Selamoğlu İdari Danışmanlık olarak mükelleflerimizi hak ve sorumluluklarının bilincinde olmaları için bilgilendiriyoruz.
Vergi ödemelerinizi düzenli olarak yapmanız, hatta muhasebe işleriniz için;
MUHASEBE VERGİ KOSGEB UZMANI ''MANSUR ACAR'' ile çalışarak
takipte ve ödemede çok daha fazla kolaylık elde edebilirsiniz.
İLETİŞİM İÇİN İRTİBAT NO: 0554 763 63 39